Çanakkale Savaşı
Enver
Paşa'nın, Almanya'nın zaferine bel bağlayarak, Osmanlı imparatorluğunu 1. Dünya
Savaşına sokması, daha ilk anda İngiltere ve müttefiklerinin müdahalesine sebep
oldu. Çünkü daha savaşa fiilen girilen ilk gün, 3 kasım 1914'te, İngiliz filosu
Çanakkale Boğazının dış istihkamlarını bombalayarak, Çanakkale muharebelerini
fiilen başlatmış oldu; Müttefik devletlerin temel niyeti, İstanbul’u alarak,
Osmanlı’yı hızlıca savaş dışı bırakmaktı. Bunun için atılması gereken ilk adım
Çanakkale boğazını geçmekti.
İtilaf
devletleri, hem batı cephesindeki Alman baskısını azaltmak, hem de Bolşevik
isyanına doğru ilerleyen Ruslar'a yardım etmek için Türk devletini saf dışı
bırakmalıydı. Bu aynı zamanda, Süveyş Kanalı ve Mısır üzerindeki Türk tehdidini
de ortadan kaldıracaktı. Başlangıç planı karadan ve denizden Çanakkale'yi
alacak bir operasyon başlatmaktı. Daha sonra, savaşı sadece donanma gücüyle
yani denizden başlatmaya karar verildi.
Müttefik
devletlerin elindeki istihbarat, boğazı koruyan istihkamın yetersiz olduğuydu,
yani donanma gemileri için bu istihkamları vurarak boğazı geçmek kolay
olacaktı. Çanakkale Boğazı'nın dış istihkamı yani Ege Denizi'ne açılan kısmı
olan Seddülbahir ve Kumkale'ye yerleştirilmiş 20 toptan ibaretti. Bu toplardan sadece
4 tanesinin menzili 15 000 metreye yaklaşıyordu, diğerlerinin menzili 7 500
metreydi ki İngiliz gemilerinin top menzilleri daha fazlaydı, yani gemiler,
sadece 4 topun menzilinde olacaktı, diğerlerinin menzile girmeden bu istihkamları vurabilecekti.
Asıl kuvvetli müdafa, Çanakkale boğazının en dar yerinde kurulmuş olan iç müdafaa
tahkimatında kurulmuştu. Burada "15 - 35,5" çapında 78 top mevzilenmişti. Ancak
bunların da cephanesi son derece azdı.
Cevad Paşa • Amiral Robeck Savaşı
İngiliz
savaş gemilerinin, 3 kasımda Çanakkale dış tahkimatına yaptığı bombardımandan
sonra 3 ay bir hareketlilik yaşanmadı. Bu 3 aylık süreçte dış tahkimat kısmen tamir
edildiyse de, bu istihkamların, top mesafeleri açısından dezavantajlı olduğu ve
müdafa edilemeyeceği anlaşıldığından, asıl savunma hattının boğazın dar
bölgelerinde kurulmasına karar verildi . Bu süreçte, itilaf devletlerine ait
denizaltı gemileri, boğazdaki mayın hatlarını aşıp Marmara denizine
ulaşabiliyordu. 13 aralıkta Mes'Odiye zırhlısı, İngiliz denizaltıları tarafından
batırıldı.
Marmara'ya
giren denizaltıların temel görevi, istanbul'dan. Çanakkale'ye yapılan asker ve
malzeme nakliyatını engellemekti. Çanakkale'ye büyük taarruz 19 şubat 1915’de
başladı. Bir hafta içinde dış tahkimat tamamen tahrip edildikten sonra,
taarruza 3 hafta kadar ara verildi. 19 mart 1915'te Amiral J. M. de Robeck kumandasındaki İngiliz ve
Fransız savaş gemilerinden oluşan filo, Cevad Paşa kumandasındaki Çanakkale
istihkamlarına karşı, saldırıya geçti.
Bu ilk saldırının amacı, mayın tarlalarını
koruyan topçu bataryaları tahrip etmek, aynı zamanda Çanakkale boğazının orta
kısmındaki en kuvvetli topçu bataryalarını imha etmekti. Bu ilk operasyonun
ardından, kara birliklerini taşıyan gemiler için boğaz geçiş güvenliği
sağlanacak ve bu gemiler İstanbul’u işgal etmek üzere Marmara denizine
geçecekti.
Cevad
Paşa düşman denizaltıları ve mayın tarama gemilerinin faaliyetlerini tahlil
ederek, müttefik kuvvetlerinin muhtemel planlarını analiz ediyordu. İngiliz ve
Fransız kuvvetleri, hiçbir noktadan kara harekatına başlamamıştı ve sadece
mayın temizliği yapmak üzere boğazdaki istihkamları bombalıyordu. Bu noktada,
niyetin boğazı denizden geçmek olduğu çok betti. Müttefik gemileri Çanakkale'yi
geçerek Marmara denizine ulaşırsa ileri hatta bir deniz kuşatmasına karşı
savunması olmayan başkent İstanbul kolayca işgal edilecekti.
18
Mart 1915 Karanlık Liman
Çanakkale
Savaşı'nın kazanılmasında, Çanakkale sahil tabyalarının direnci önemlidir
ancak, savaşın başında, Nusret adlı mayın gemisinin yaptıkları savaşın
gidişatını değiştirdi. Bu küçük gemi, müttefik kuvvetlerinin büyük taarruzundan
birkaç gün önce, gemilerin manevra yaptığı Karanlık Liman adlı bölgenin yukarı
kesimine, İngiliz kuvvetleri fark etmeden mayın döşedi. 18 mart sabahı İngiliz
ve Fransız kuvvetlerinden oluşan filo, Çanakkale boğazına girerek sahil
tabyalarını bombalamaya başladı.
Öğle
saatlerine doğru, ağır bombardıman ile sahil tabyaları önemli oranda tahrip
edilmişken Fransızlar'ın 16 000 tonluk Bouvet zırhlısı bir mayına çarparak, 790
kişilik Mürettebatıyla birlikte battı. Hemen ardından 15.000 tonluk İngiliz
lrresistible ve onun yardımına koşan. 13000 tonluk Ocean zırhlısı battı. İngilizler'in
1911 yılında imal ettiği, dönemin en büyük zırhlı gemilerinden biri olan 18000
tonluk lnflexible zırhlısı mayına çarparak savaş dışı oldu. İngiliz gemileri, mayın tarama gemileri
eşliğinde ilerliyordu ancak beklen, boğaza enlemesine mayın yerleştirileceği ve
bunların önemli oranda temizlenmiş olmasıydı, ancak Nusret mayın gemisinin Asya
kıyısına paralel yerleştirdiği mayınlar müttefik filosu için kötü bir sürpriz
oldu.
Her
iki kıyıda yer alan topçu kuvvetleri tarafından Fransızlar'ın Suhren ve Gaulois
zırhlıları top atışıyla batırıldı. Yarım gün içinde 6 zırhlı kaybeden, İngiliz
ve Fransız kuvvetlerine bağlı diğer gemiler boğazdan çekildi. Cevad Paşa
komutasındaki Çanakkale ordusu, belki de bütün savaşın gidişatını değiştirecek
bir başarı kazandı. Müttefik kuvvetleri bu ilk günkü hezimetin ardından, deniz
kuvvetleri ile netice alamayacaklarını anladılar ve kara savaşları için
hazırlığa başladılar.
Gelibolu Çıkarma Harekatı
Çanakkale
Boğazını denizden geçemeyen Müttefikler, vakit geçirmeden kara harekatına dair
hazırlıklara başladılar, bir ay kadar sonra 25 nisan 1915'te çıkarma harekatına
başladılar. Akdeniz Müttefik Başkumandanı Sir lan Hamilton emrindeki kuvvet, İngiliz
ve Fransız birliklerinden oluşan 75000 kişilik bir ordu idi. Şiddetli Türk
savunması karşısında bu kuvvet sonradan 500.000 kişiye kadar arttırıldı. Müttefik
ordusunun yaklaşık 400.000 askeri Büyük Britanya’yı oluşturan ülkelerden
geliyordu (İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Hindistan).
Başlangıçta,
Türk kuvvetleri 5. Ordu adı altında
toplanan 80.000 kişilik bir kuvvetten ibaretti. Savaş ilerledikçe, Türk
ordusunun kapasitesi de arttırıldı ve yönetimi Mareşal. Liman Von Sanders Paşa'ya
devredildi. İtilaf kuvvetleri önce Kumkale'ye, çıkarma yaptı. Kumkale’de tutunamayınca,
Seddülbahir'e çıkartma yapıldı. Arkadan 'Kumtepe ve Arıburnu mevkilerine
çıkarma yapıldı. Arıburnu cephesi iki bölge olarak yönetiliyordu. Esat Paşa
Kuzey Cephesindeki kuvvetlerin, Vehib Paşa ise Güney Cephesindeki kuvvetlerin komutanıydı.
Çanakkale Güney
Cephesi:
Güney,
yani Seddülbahir cephesinde bulunan Türk kuvvetleri aylarca süren, emsalsiz bir
savunma savaşı yaptılar. Vehib Paşa'nın emrindeki Türk birlikleri, sahilde
mevzi oluşturan müttefik kuvvetlerin saldırılarını püskürttüğü gibi, düşmanı
denize dökmek üzere saldırılarda da bulundu. Türk ordusu düşman donanmasının
bombardımanıyla desteklenen kara birliklerinin tüm saldırılarını püskürttü
ağustos ayının sonlarına kadar süren savaşlarda Türk birlikleri ağır kayıplar verdi
ancak mevziler kaybedilmedi.
Çanakkale Kuzey
Cephesi:
Esad
Paşa'nın kumandasındaki kuzey cephesi, güneye göre, savaş boyunca daha şiddetli
çarpışmalara sahne oldu. Bu kesime çıkan ANZAK (Avustralya ve Yeni Zelanda
Kolordusu) kuvvetleri başlangıçta önemli mevziler kazansa da. 19. tümen kumandanı
Yarbay Mustafa Kemal, Kocaçimen istikametinde harekete geçerek bu kuvvetleri
durdurdu. Düşmanın ilk çıkarma harekatı üzerine, Mareşal Von Sanders, 19 mayıs
2015’te 42 000 kişilik bir kuvvetle karşı hücuma geçti. Anzak kuvvetleri dar
bir sahil şeridi üzerinde tutunmayı başardı. Bu muharebede Türk tarafı 10.000’den
fazla asker kaybetti.
Düşman
denize dökülmemek ve mutlaka başarıya ulaşmak için bu cepheye yeni yeni
kuvvetler yığıyordu. Üstelik bizi arkadan vurmak için Suvla limanı ve civarına
büyük ölçüde asker çıkardılar. Miralay (albay) olan Mustafa Kemal Paşa,
düşmanın dört gün süren Kocaçimen taarruzunu Conk bayırında durdurdu.
Kuzey
cephesinin en kanlı savaşları Anafartalar'da geçti. Burada 20 taburluk düşman
kuvvetinin karşısında bulunan 2 1/2 taburluk Türk kuvveti düşmanı oyalayarak,
cebri yürüyüşle cepheye gelen 2. tümenin yetişmesine kadar düşmana dayanmıştı.
Mustafa Kemal Paşanın 8/9 ağustos gecesi Anafartalar grubu kumandanlığına tayin
edilince, mukabil hücuma geçerek müttefik kuvvetleri siperlerinden çıkamaz hale
getirdi. Bundan sonra müttefiklerin tüm taarruz girişimleri sonuçsuz kaldı. Anafartalar
cephesi kumandanlığında bir ara vekaleten Fevzi Paşa ( Mareşal Fevzi Çakmak) da
bulunmuştur.
Çanakkale Savaşı ve Mustafa Kemal Paşa
Mustafa
Kemal “Atatürk” Çanakkale cephesine yarbay rütbesi ile atandı. Cephe deneyimi
yüksek ancak ittihatçılara muhalif bir subaydı. Çanakkale savaşında Limon Von
Sanders başta olmak üzere kurmayların savaş taktik ve tahlillerini sorgulayarak
ve insiyatif alarak yaptığı birkaç hamle, önce albaylığa terfi etmesine daha
sonra tüm Kuzey Çanakkale birliklerinin komutanı olmasını sağlayan Anafartalar
Grup Komutanı olarak atanmasını sağladı.
Mustafa
Kemal’in Conkbayırı’nda yaptıkları hem savaşın gidişatını değiştirdi hem de
askeri kariyeri açısından bir ivme yarattı. Mustafa Kemal’in ilk başarılı
hamlesi, yedek tümen komutanı iken, 25.05.2015 tarihinde 57.alayı kişisel
insiyatif ile Arıburnu’na çekmesi ve bu alandan çekilme aşamasında olan
27.alaya süngü taktırıp mevzi alarak savunmaya devam etmesini sağlaması ve
nihayetinde bölgeye intikal eden 57.alayı komuta ederek Conkbayırı’ndan düşmanı
denize kadar sürmesi ile olmuştur.
Bu
noktada tarihe geçen şu emri vermiştir: “Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi
emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler
ve başka komutanlar alabilir.”
25
Nisan Arıburnu zaferinin ardından Yarbay Mustafa Kemal’in emrine 3 piyade, 1
topçu ve ek 1piyade alayı verildi.
27.04.1915
emri altındaki birlikler 7 alaya çıkarıldı
01.05.1915
tarihinde emrine 4 alay daha verildi, toplamda emri altındaki asker mevcudu 11
alay yani 4 tümene çıktı.
01.06.1915
tarihinde Mustafa Kemal, Albaylığa terfi etti.
08.08.1915
tarihinde Anafartalar Grup komutanı tayin edildi, emrindeki tümen sayısı 10’a
kadar çıktı. Aralık 1915’te Çanakkale’den ayrılana kadar 2., 15. Ve 16.
Kolorduların komutanlığını üstelendi. Bu durum yaklaşık 135.000 kişilik bir
orduya komuta etmek anlamına geliyor.
10.08.1915
tarihinde yönettiği Conkbayırı taarruzu ve süngü hücumu ile müttefik kuvvetleri
bozguna uğrattı.
Mustafa
Kemal’e Çanakkale’de savaştığı dönemde, Trablusgarp ve Irak ordu komutanlığı
yetkisi ve tuğgeneralliğe terfisi teklif edildi. Ancak Çanakkale’den ayrılmayı
reddetti.
Mustafa
Kemal, Çanakkale’de savaştığı 10 ay boyunca, Gümüş ve Altın imtiyaz
madalyaları, Gümüş ve altın liyakat madalyaları, harp madalyası ve üçüncü
rütbeden Osmani Nişanı ile başarıları ödüllendirilmiş.
Çanakkale
savaşında Mustafa Kemal’in rütbesi ve konumunun ötesinde yetkilerle görev
yaptığı aşikardır. Osmanlı arşivi ve savaş tutanakları bunu doğrular. Anafartalar
Grup Komutanı olduğunda 11 tümene komuta ediyordu. Çanakkale’deki diğer Ordu
komutanları, Güney ordular kumandanı Yanyalı Esat Paşanın 3 tümen, Güney
Ordular kumandanı Vehip Paşa’nın 5 tümene komuta ettiği düşünüldüğünde, Mustafa
Kemal bir Albay olarak hepsinin toplamından fazla güce sahipti.
Çanakkale
Savaşı Umumi Zaiyat: 500 000 Kişi
Britanya
savaş bakanı Lord Kitchener ve Bahriye bakanı Chruchill, Britanya savaş
konseyine, Çanakkale boğazının kolayca aşılacağı ve kolay bir hamle ile Osmanlı
imparatorluğunun savaş dışı bırakılacağı üzerine kurguladıkları bir planla
gelmişti. Ancak aylar süren kanlı çarpışmaların yaşanacağı, beklemedikleri bir
direnişle karşılaşılacak bir cephe yaratmış oldular.
Her
iki taraf kuvvetlerinin inatla çarpışması, Çanakkale muharebelerini doğrudan
doğruya bir siper savaşı haline sokmuştu. Bu cephede başarı kazanamayacağını
anlayan müttefik kuvvetleri, 1915 Aralık sonu ile ocak 1916 başlarında
Çanakkale'yi tahliye etti.
Savaşın
ilk günlerinde kaybedilen gemilerin ardından, İngilizler Goliath, Triumph ve
Majestic savaş gemilerini de kaybetmişlerdi. İngilizlerin kaybı 115.OOO'i ölü olmak
üzere 205.000, Fransız ordusunun kaybı ise 47 000 idi; Türk kuvvetlerinin
zayiatı da şehit, yaralı ve hasta olmak üzere 250.000 kişiyi geçmişti.
İngiltere bahriye nazırı Winston Churchill, Müttefik kuvvetleri için büyük bir
darbe olan Çanakkale başarısızlığı üzerine istifa etti.
Müttefikler'in
Çanakkale önüne yığdıkları deniz kuvvetleri 18 zırhlı, 12 kruvazör, 17 muhrip,
12 denizaltı, 1 uçak gemisi, 1 balon gemisi, 36 mayın gemisi, 2 hastane gemisi,
86 nakliye ve 222 çıkarma gemisi ile 42 uçaktan ibaretti. Savaşa Birleşik
Krallık bayrağı altında (İngiltere, Avustralya, Yeni Zellanda, Hindistan, Güney
Afrika) 489.000, Fransızlar 79.000 askerle katıldılar. Britanya 205.000, Fransa
ise 47.000 zayiat verdi. Buna karşılık 315.000 kişilik Türk Ordusu yaklaşık
250.000 zayiat verdi Zayiat rakamları ölü, yaralı, kayıp ve esirleri içerir. Çanakkale
savaşı, dünya tarihinde en çok asker kaybının yaşandığı savaşlardan biridir.
YORUMLAR