Dünya üzerinde 6000 dil olduğundan bahsediliyor, İletişimin temel aracı olan dil, insanın duygu ve düşünce dünyasını sözel veya yazılı olarak aktarmas
Dünya üzerinde 6000 dil olduğundan bahsediliyor, İletişimin temel aracı olan dil, insanın duygu ve düşünce dünyasını sözel veya yazılı olarak aktarmasının, kendini ifade edebilmesinin en kapsamlı yolu. Bilimsel bir ifade ile tanımlarsak: Her bir kavram için çıkarılan farklı bir sesin zihnimizde ilişkilendirilmesidir. Antik Yunan döneminden bu yana dil üzerine pek çok tanım ve yapısal çalışma gerçekleşse de, "Dil felsefesinin", bilinç ve gerçeklik arasındaki bağlamları ele alan bir felsefe dalı olarak kabul görmesi Wittgenstein ile olmuştur.
Wittgenstein
Tractatus Logico-Philosophicus adlı kitabına şu mütevazi cümle ile başlıyor:
“Anlayarak okuyan tek bir kişiye zevk verebilirse, amacına ulaşmış olacak.” ve
şu efsane cümle ile bitiriyor: “Üzerine konuşulamayan konusunda susmalı”
Wittgenstein’ın kapanış cümlesine yıllar içinde pek çok felsefeci ve okur
farklı yorumlar getirdi. Üzerine konuşulamayan dan kastı belki metafiziktir
veya popüler kültürün severek yakıştırdığı gibi; kişinin bilgisi dahilinde
olmayan şeydir. Wittgenstein önermelerden oluşan eserinde dilin sınırlarını
belirlemeye çalışırken ontolojiden yani varlık felsefesinden yararlanır. Temel
olarak dünya üzerinde var olan her şey, önermelerle ilişkilendirilebilecek bir
mantık zincirine dahildir ve dilin olanakları zaten olan bir şeyin açıklanabilmesine
imkân verir.
Dilin kuvvetli kullanımına dair bir ifade olan Retorik, etkileyici ve ikna edici konuşma sanatı olarak değerlendirilir ve felsefeden, edebiyata, hukuktan, sanata, her alanda kullanılır. İlk kez Platon’un Gorgias diyaloğunda geçen kelimenin ifade ettiği eylem biçimi daha eskiye dayanır. Sokrates'in, asıl olana, doğruya ulaşmak için kullandığı bu hitabet sanatı, Platon’un eleştirdiği sofistlerde, konuyu saptırma veya anlam karmaşası yaratarak, sadece haklı çıkma gayesiyle kullanılan bir tartışma tekniğidir. Retorik yeteneğin üç büyük anı vardır: ethos dinleyiciye hitap eder ve bir soruyla ilgili olarak dikkatini çekmeyi amaçlar, daha sonra bu sorunla ilgili logos'u muhtemelen destekleyerek ya da karşı çıkarak sergiler. Ve hatip patios’la sonlandırır sergileme sürecini, çünkü bu kez dinleyicilerin bedenlerine ve yüreklerine hitap etmek gerekir ve mümkünse tutkuları, her halükârda duyguları, hatta heyecanları hedef alınır.
Aykut Alan, www.uztarih.com, Mart 2016
Kaynaklar:
- https://doi.org/10.4324/9781315884950
- https://doi.org/10.1016/j.accfor.2012.02.003
- https://www.jstor.org/stable/20116528
- https://www.journals.uchicago.edu/doi/abs/10.1086/250105
- https://localizationlab.com/how-many-languages-are-spoken-in-the-world/
YORUMLAR